Ana içeriğe atla

VERGİNİN GERÇEK REKORTMENİ: HALK KESİMİ

Vergi gelirinin 2019'da toplam 756,5 milyar lira olacağı tahmin ediliyor.
Bunun büyük kısmı;
318 milyar KDV
177 milyar Gelir Vergisi
164 milyar ÖTV
81 milyar Kurumlar Vergisi.

ÖTV'nin yani Özel Tüketim Vergisi’nin 62 milyar lirası tütün ve alkolden alınıyor.

Gelir Vergisi'nin ise yüzde 96’lik kısmı çalışanların ücretlerinden ve geliri olanlardan daha henüz cebine girmeden alınıyor. Ancak beyannameyle işletmelerden toplanan Gelir Vergisi yüzde 4!

2017 yılında toplam Gelir Vergisi 112,4 milyar lira. Bunun yüzde 60'ı çalışanların maaşından alınıyor.  Çalışanların ücretlerinden bordrodan kesilen Gelir Vergisi 2017 yılında 67,1 milyar TL iken patronların ödediği Kurumlar Vergisi 52,9 milyar lira oldu.

Verginin yükü halkın üzerinde derken bir örnek vermek gerekirse. Gelir İdaresi’nce 2017 yılında 333 milyar liralık Kurumlar Vergisi matrahı beyan edildiği ve tahakkuk miktarının 61 milyar lira olduğu duyurulmuştu. Tahsil edilen miktar 52,9 milyar lira. Ve çalışanların maaşından alınan Gelir Vergisi'nin oldukça altında.

Vergi gelirleri son 5 yılda yüzde 117 artarken Gelir Vergisi yüzde 150 arttı. Verginin yükü her zaman olduğu gibi yine ücretlilerin üzerinde yine halkın üzerinde. Geri kalandan zaten vergi tahsil etmeyi başaramıyorlar. Ve bilindiği üzere çareyi sık sık afta buluyorlar.

Bu ülkede holdinglerden alınan Kurumlar Vergisi yüzde 22 ama çalışanların maaşından kesilen Gelir Vergisi kesintisi yüzde 15 ten başlayıp yıl sonuna doğru yüzde 35’e ulaşabiliyor.

2002 yılında kişi başına düşen vergi miktarı 602 dolar iken şu an ki kurla yaklaşık 1770 dolar seviyesinde.



Diğer yandan birde sıfırlanan gümrük vergileri var. Herkesin bildiği elmas, pırlanta, yakut gibi.

Buna tütün de eklendi.

Yabancı sigara üretiminde kullanılan yabancı tütünün ithalatında alınan ton başına 300 dolar geçen yıl 150 dolara düşürülmüştü şimdi de sıfırlandı. 2009’da ilk yayınlandığında 3000 dolardı bu. Tütün üreticilerine “hayırlı” olsun.

Verginin ne denli “adil” toplandığını anlamak için Şarkışlalı Aşık Serdari’ye kulak verin. Yaşadığı yüzyıldan günümüze değişen sadece verginin adı.

“Tahsildar da çıkmış köyleri gezer
Elinde kamçısı fakiri ezer
Yorganı döşeği mezatta satar
Hasırdan serilir çulumuz bizim”

*Bu yazı 7 Ocak 2019 tarihli Kırşehir Çiğdem gazetesinde yayımlanmıştır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HENDESE-İ MÜLKİYE

CIVIL ENGINEER - (SİVİL) İNŞAAT MÜHENDİSİ Mühendis kelimesi Arapça kökenli "hendese" yani geometri kelimesinden türemiş geometri bilen anlamına gelir. Osmanlı Devleti' nde askeri kökenli bir eğitim modeliyle ordu ihtiyaçlarını karşılamakla başlamasına müteakip sivil ihtiyaçları da gideren bir meslek alanına dönüşmüştür. 1773 Mühendishâne-i Bahrî Hümâyûn 1775 İstanbul Haliç Tersâne-i Âmire-              Hendese Odası 1781 Mühendishâne  1795 Mühendishâne-i Cedîde  1806 Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn 1883 Hendese-i Mülkiye Mektebi 1909 Mühendis Mekteb-i Âlîsi 1928 Yüksek Mühendis Mektebi 1944 İstanbul Teknik Üniversitesi *Mimar SİNAN (1489-1588)  Aslında Mimarlık ve İnşaat mühendisliği henüz birbirinden ayrılmamış toplam bir disiplin iken ilk inşaat mühendisi 1586 tarihli bir Vakfiye'ye istinaden Mimar Sinan sayılmalıdır. Bkz. Evliya ÇELEBİ- Seyahatname  Edirne Selimiye Cami'si için Mimar Sinan'a atfen "Mimar ve Mühendis-i Kâmi

Anlatılan, Cumhuriyet Aydını Bir Ailenin Hikayesidir

Bir kuşağın devrimci aydınlarından Adnan Cemgil felsefe öğretmeni, yazar ve Fransızca ile Rusça'dan çeviri yapmış bir çevirmendir, eşi Nazife Cemgil de felsefe öğretmenidir. Nazife Cemgil'in babası, Muğla'da Kuvayı Milliye'yi örgütleyen Ağır Ceza Reisi Cemal Bey'dir.* Adnan Cemgil, Behice Boran ile Türk Barışseverler Derneği'nin kurucularından ve derneğin genel sekreteridir. Kore Savaşı'na asker gönderilmesini protesto edip ABD karşıtı bildiri dağıttıkları için tutuklanır ve 15 ay cezaevinde kalır. Suçlama, ABD ile dostluğu bozmaya çalışmaktır! Emperyalizmin yarı sömürgesi olmaya razı edilmiş bir ülkede birçok aydın bu suçlamalardan nasibini alır. Aynı dönem Nazife Cemgil de Yozgat Lisesi'ne sürgün edilir. 1951-1955 arası Yozgat Lisesi'nde görev yapar. Oğulları Sinan ve Dumrul Cemgil de ilkokula 1951-1952 döneminde Yozgat'ta devam ederler ve bir dönem burada okurlar. Ardından cezaevinden çıkan Adnan Cemgil çocukları ile İstanbul'a gider.

Çiçekdağı (Mecidiye) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

Milli Mücadele döneminde Çiçekdağı gerek Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile ileri gelenleriyle gerek Ali  Galip Bey gibi cephede gerekse de Çapanoğlu isyanı sırasında isyanın ilçelerine sıçramasını önleyip  (Kırşehir’in ardından Konya’daki diğer hilafet yanlısı isyancılarla buluşma noktasında önemli) Ankara  ile devamlı bilgi alışverişinde olmaları ardından da isyanı bastıran Çerkez Ethem’e rehberlik etmeleri  ile kayda değer katkılarıyla adlarından söz edilmeyi başarmış değerli insanları içinden çıkarmış bir  ilçedir. Çiçekdağı ilçesinde o dönem aynı düşünceye hizmet amacıyla kurulmuş olan; Çiçekdağı (Mecidiye)  Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de başta cemiyet başkanı Dağıstan Bey olmak üzere, cemiyet kâtibi Hacı  İbrahim Efendi, müftü Hayrullah Efendi, Belediye Başkanı Necip (İnce) Bey ile cemiyetin gençlik  kollarını oluşturan Osman Şevki (Çiçekdağ), Reşat Akyön ve Ali Galip (Gençoğlu) Bey’in kurdukları  Çiçekdağ Tenvir-i Efkâr Yurdu ve Çiçekdağ Türk Ocağı Şubesi müşterek çektikleri bir tel