31 Mart yerel seçimlerinden zaferle çıkan Ekrem İmamoğlu'na gecikmeli verilen mazbata 17 gün sonra gasp edildi ve emir komuta zinciriyle seçimin yenilenmesi dikte edildi.
Aslında 17 gün boyunca 17 yılın bir özeti yaşandı.
Demokrasiyi inilip binilen bir araç olarak görenlerin gerçek yüzünü tüm millet gördü.
Kazanınca "milli irade" diyenlerin kazanamadıklarında ne kadar küçülebildiklerini tüm millet gördü.
Hiçbir hukuki gerekçe olmadan işinden atılan KHK'lıların oy kullanmamaları gerektiğini söyleyecek kadar acizleştiklerini tüm millet gördü.
Tamamen soyut gerekçelerle hayali itirazlarla süreci uzatanların aslında beka değil zekâ sorunları olduğunu tüm millet gördü.
Ülkenin en büyük şehrini, sanayinin finansın merkezini kazanamamanın hırsıyla bu şehri 17 gün boyunca kaosa terk ettiler.
Ve 17 günde takke düştü kel göründü!
YSK 4'e karşı 7 oyla İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verdi(rildi)!
Ülkeyi bu hâle getirenlerin günlerdir beka kelimesi üzerinde tepinerek asıl anlatmak istedikleri ellerinden gidecek olan ranttı elbette.
Ekonomi raydan çıkmış, millet Ramazan sofrasına alışveriş yapamamış, gençler işsiz umurlarında değil tek umurlarında olan İstanbul'un rantı.
Ve ranta, yağmaya karşı yine halk kazanacak!
İftira ile Seçim Kampanyası
Malum zevat, Ezan iftirası üzerinde tepinirken THY, Türk Telekom, BOTAŞ, Borsa İstanbul, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Halk Bankası, Ziraat Bankası, PTT, Eti Maden İşletmeleri gibi kamu işletmelerinin hisseleri satışa çıkarılıyor.
Sakarya Tank Palet Fabrikası Katar'a "hediye" ediliyor.
Antarktika ülkesiymişiz gibi buğday, nohut, mercimek, patates, soğan sıfır vergiyle ithal ediliyor.
Ve ekranlarda bağrış çağrış, hakaret, popülizm, iftira, kara çalma ve bolca hasmane tutum...
İşsizlik, işten çıkarmalar, hayat pahalılığı, zam, enflasyon ve kapanan kepenkler görülmesin yeter ki.
Meydanlarda yereli, belediyeyi, kenti, şehirciliği, mimariyi, yeşil alanı, otoparkı, sosyal donatıyı, sporu, sanatı konuşan yok!
Rant gaspını, yağmayı, vurgunu, soygunu, imar yolsuzluklarını, yıkılamayan 16/9 kulelerini, güneşini gasp eden binaları, içilemeyen içme suyunu, arıtılmayan kanalizasyonu, taşan dereleri, nehire dönüşen caddeleri konuşan yok!
Ülke yerel seçime değil de savaşa gidiyor sanki!
Seçmen değil de milis kuvvetiyiz sanki!
Belediye Başkanı değil de Ordu Komutanı seçilecek sanki!
Seçim çalışması değil de meydan muharebesi sanki!
Aslında 17 gün boyunca 17 yılın bir özeti yaşandı.
Demokrasiyi inilip binilen bir araç olarak görenlerin gerçek yüzünü tüm millet gördü.
Kazanınca "milli irade" diyenlerin kazanamadıklarında ne kadar küçülebildiklerini tüm millet gördü.
Hiçbir hukuki gerekçe olmadan işinden atılan KHK'lıların oy kullanmamaları gerektiğini söyleyecek kadar acizleştiklerini tüm millet gördü.
Tamamen soyut gerekçelerle hayali itirazlarla süreci uzatanların aslında beka değil zekâ sorunları olduğunu tüm millet gördü.
Ülkenin en büyük şehrini, sanayinin finansın merkezini kazanamamanın hırsıyla bu şehri 17 gün boyunca kaosa terk ettiler.
Ve 17 günde takke düştü kel göründü!
YSK 4'e karşı 7 oyla İstanbul seçiminin yenilenmesine karar verdi(rildi)!
Ülkeyi bu hâle getirenlerin günlerdir beka kelimesi üzerinde tepinerek asıl anlatmak istedikleri ellerinden gidecek olan ranttı elbette.
Ekonomi raydan çıkmış, millet Ramazan sofrasına alışveriş yapamamış, gençler işsiz umurlarında değil tek umurlarında olan İstanbul'un rantı.
Ve ranta, yağmaya karşı yine halk kazanacak!
İftira ile Seçim Kampanyası
Malum zevat, Ezan iftirası üzerinde tepinirken THY, Türk Telekom, BOTAŞ, Borsa İstanbul, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Halk Bankası, Ziraat Bankası, PTT, Eti Maden İşletmeleri gibi kamu işletmelerinin hisseleri satışa çıkarılıyor.
Sakarya Tank Palet Fabrikası Katar'a "hediye" ediliyor.
Antarktika ülkesiymişiz gibi buğday, nohut, mercimek, patates, soğan sıfır vergiyle ithal ediliyor.
Ve ekranlarda bağrış çağrış, hakaret, popülizm, iftira, kara çalma ve bolca hasmane tutum...
İşsizlik, işten çıkarmalar, hayat pahalılığı, zam, enflasyon ve kapanan kepenkler görülmesin yeter ki.
Meydanlarda yereli, belediyeyi, kenti, şehirciliği, mimariyi, yeşil alanı, otoparkı, sosyal donatıyı, sporu, sanatı konuşan yok!
Rant gaspını, yağmayı, vurgunu, soygunu, imar yolsuzluklarını, yıkılamayan 16/9 kulelerini, güneşini gasp eden binaları, içilemeyen içme suyunu, arıtılmayan kanalizasyonu, taşan dereleri, nehire dönüşen caddeleri konuşan yok!
Ülke yerel seçime değil de savaşa gidiyor sanki!
Seçmen değil de milis kuvvetiyiz sanki!
Belediye Başkanı değil de Ordu Komutanı seçilecek sanki!
Seçim çalışması değil de meydan muharebesi sanki!
Yorumlar
Yorum Gönder