Başta Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ve kadrolu TV programcısı Hatipoğlu olmak üzere bu zihniyetin temsilcileri depremin sadece dua ile önleneceğini, dualarımız sayesinde zarar görmeyeceğimizi söylemeye başladılar.
Elbette söyleyene değil söyletene bakacaksın.
Muktedir; aldırmadığı önlemler, AVM diktiği toplanma alanları ve iç ettiği deprem vergileri gündeme gelmesin diye bu kişileri ortalığa sürdü. Tıpkı Soma Katliamından sonra cüppeli tarikat üyelerini ve türevlerini Soma'ya gönderip; takdiri ilahi, kaza, şehit ve benzeri söylemlerle ailelerin öfkesini yumuşatmaya çalıştıkları gibi.
Hiç bir din ‘başınıza gelen olayların sorumlusunu aramayın, susun, zulmü kabullenin’ demez! Bu dünyada zulme karşı gelmek, haksızdan hesap sormak, adalet aramak esastır. Peygamber, "Zulme karşı susan dilsiz şeytandır!" demiyor mu?
Diğer yandan 1999'da ki büyük depremden sonra geçen 20 yıl boyunca ülkenin sanayisinin neredeyse tamamının bulunduğu ve yaklaşık 20 milyon insanın yaşadığı İstanbul ve çevresi için kayda değer bir çalışma yapmamak, toplanma alanlarını beşer onar yağmalamak, önüne gelen yeri imara açmak, riskli binaları 20 yıldır dönüştürememek ve deyim yerindeyse kulağının üstüne yatmak bu şekilci din adamlarına göre dinen de uygun mu acaba?
Bakmayın bu kapıkullarına! Dini, makamlarını borçlu oldukları siyasilere göre evirip çeviren, ikballeri için yozlaştıran bu kişileri dinlemeye devam mı edeceğiz? Halktan toplanan vergileri üstelik deprem vergilerini nasıl iç ettiklerini sorgulamayın diye bir hadis, ayet mi var? Şehirlerin imar rantıyla yağmalanmasına ses çıkarmayın sadece dua edin diye bir ayet mi var?
Son olarak Kuran'da önce tedbir der sonra tevekkül der! Kim kapısını kilitlemeden uyuyor? Otel zinciri sahibi TV programcısı ve benzerleri sadece dua edip uyuyor olabilir mi? Yoksa tek görevleri bizi uyutmak mı?
Elbette söyleyene değil söyletene bakacaksın.
Muktedir; aldırmadığı önlemler, AVM diktiği toplanma alanları ve iç ettiği deprem vergileri gündeme gelmesin diye bu kişileri ortalığa sürdü. Tıpkı Soma Katliamından sonra cüppeli tarikat üyelerini ve türevlerini Soma'ya gönderip; takdiri ilahi, kaza, şehit ve benzeri söylemlerle ailelerin öfkesini yumuşatmaya çalıştıkları gibi.
Hiç bir din ‘başınıza gelen olayların sorumlusunu aramayın, susun, zulmü kabullenin’ demez! Bu dünyada zulme karşı gelmek, haksızdan hesap sormak, adalet aramak esastır. Peygamber, "Zulme karşı susan dilsiz şeytandır!" demiyor mu?
Diğer yandan 1999'da ki büyük depremden sonra geçen 20 yıl boyunca ülkenin sanayisinin neredeyse tamamının bulunduğu ve yaklaşık 20 milyon insanın yaşadığı İstanbul ve çevresi için kayda değer bir çalışma yapmamak, toplanma alanlarını beşer onar yağmalamak, önüne gelen yeri imara açmak, riskli binaları 20 yıldır dönüştürememek ve deyim yerindeyse kulağının üstüne yatmak bu şekilci din adamlarına göre dinen de uygun mu acaba?
Bakmayın bu kapıkullarına! Dini, makamlarını borçlu oldukları siyasilere göre evirip çeviren, ikballeri için yozlaştıran bu kişileri dinlemeye devam mı edeceğiz? Halktan toplanan vergileri üstelik deprem vergilerini nasıl iç ettiklerini sorgulamayın diye bir hadis, ayet mi var? Şehirlerin imar rantıyla yağmalanmasına ses çıkarmayın sadece dua edin diye bir ayet mi var?
Son olarak Kuran'da önce tedbir der sonra tevekkül der! Kim kapısını kilitlemeden uyuyor? Otel zinciri sahibi TV programcısı ve benzerleri sadece dua edip uyuyor olabilir mi? Yoksa tek görevleri bizi uyutmak mı?
Yorumlar
Yorum Gönder