19 Mayıs 1919'da Samsun'da kurtuluşun kıvılcımını yakan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve yol arkadaşları 27 Aralık 1919’da uzun ve kutsal bir yolculuğun son durağı Ankara'ya girerken ne düşündüler acaba? İnanç ve umut dışında bir şeyleri olmayan bu kadro, Ankara'yı karargâh yapacak ve 9 Eylül 1922'de İzmir'de son bulan Kurtuluş Savaşı'nı örgütleyecektir.
Yedi düvele, İngiliz Kemallere,
Damat Ferit ve Dürrizade'ye,
Ve yağma ile yaptığı sermayeye sahip çıkan,
Bir avuç ayana karşı.
Doymak bilmeyen talana karşı.
Ve İngiliz paşalarına karşı.
Dosta ve düşmana karşı.
Bir yandan Tayyar Rahmiye'nin
Bir yandan Çete Ayşe'nin
Ve Gördesli Makbule'nin kurşunlarıyla
Kan ve barut,
Kan ile ihanet
Karanlık ile aydınlık
Ve sonunda,
Yeni bir ülke kuruldu.
Ve eski ile yeninin kavgası.
Yeniye düşman olan bir tarafta.
Bir tarafta kavga,
Diğer tarafta işbirlikçi.
Bir tarafta Cumhuriyet'i kuranlar.
Diğer tarafta mirasyediler...
Affet(me), emanet edilen Cumhuriyet nerede?
Emanet nerede?
Cumhuriyet mirasları nerede?
Atatürk Orman Çif...
Yağmalandı!
Affet(me), üretim çiftlikleri yok artık.
Artık köylü milletin kölesi...
Bir tarafta Saray, bir tarafta Amerikan Büyükelçiliği...
Affet(me) bizi, Sümerbank yağmalandı.
Nazilli'de şimdi keçiler otluyor.
Yerli pamuk, yerli ipek ara ki bulasın.
Alpullu, Uşak Şeker Fabrikaları satıldı.
TEKEL diye bir kurum yok artık!
Tütünümüz Amerikan.
Affet(me), fabrikaları yıktık.
Yerine AVM diktik.
Gezip gezip dolaşıyoruz bir güzel.
ETİ diye bir kurum kalmadı.
Madenler çok uluslu şirketlerin elinde,
Ve kestikleri ormanlar cabası.
SEKA İzmit'te sadece kağıt müzesi şimdi.
Affet(me) bıraktığın Cumhuriyet'ten eser yok.
Vuran vurana çalan çalana...
Sessiz sedasız da değil hani!
Vur patlasın, çal oynasın.
Satıldı!..
Yorumlar
Yorum Gönder