Ana içeriğe atla

GÖREV ZARARI (1)

Merkez Bankası faizinin yüzde 14'e düşürüldüğü bir ortamda özel bankalar Bakan Nebati'nin gözlerine bakmıyor olacak ki kredi faizlerini düşürmüyor.

Faiz oranları (%)

📌İhtiyaç kredisi

1 Ocak 2021: 22,9

31 Aralık 2021: 29,6

📌Ticari kredi

1 Ocak 2021: 19,6

31 Aralık 2021: 24,4

Konut kredilerinde ise şuan 3 kamu bankası aylık yüzde 1.20 civarında iken özel bankalar yüzde 2 ile 'kredi vermemek' için uğraşıyor. Saray'ın gücü sadece kamu bankalarına yetiyor.

Ne de olsa görev zararı hazinenin sırtında...

2005-2020 arası dönemde Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın görev zararları toplam 35 milyar lira! Buna Demirören'e verilen 750 milyon dolar da dahil tabii ki!



***

Tüketime özendiren, borçlanmayı pompalayan bu sistemde özel bankacılık sektörünün görev zararı yazması gibi bir şey söz konusu bile değil.

Kamu bankaları tüketici kredilerini zarar etme pahasına daha düşük faizle verirken özel bankalar piyasanın işlediği donemde aldığı ipoteklere icra koymakla meşgul!

Ticari kredilerin ve hayvancılık kredilerinin ise Anadolu'nun en küçük ilçesinde dahi hangi siyasi referanslarla dağıtıldığını herkes bilir.

***

Ortodosk-heterodoks, yerli-milli, faiz-nass söylemleriyle flulaştırdıkları yağma düzeni sayesinde kazanan hep kasa!

Yani kazanan bankacılık sektörü ve bu düzenden beslenen vurguncular; kaybeden ise her geçen gün yoksullaşan, alım gücü düşen halk...

***

Faiz oranları bu şekilde ilerlerken yağma düzeninin sahipleri önce 'faiz düşünce tüketici kredileri ucuzlayacak' yalanıyla doları 17 liraya ulaştırdılar. Çünkü ihalelerin azaldığı, piyasanın tıkandığı bir dönemde etrafındaki kitleyi beslemek için bir sermaye transferi gerekiyordu.

Dolar yeterince şişirildikten sonra alınan sansasyonel bir kararla TL geçici olarak değerlendi. Kur farkının yani faiz zararının hazine tarafından karşılanması yönünde bir ferman yayımlandı. Bu sayede hem büyük bir vurgun yaparak sermaye transferi gerçekleşmiş oldu hem de mevduat sahiplerinin kur farkı görünümlü faiz zararı hazinenin sırtına yüklenmiş oldu.

Bir gecede dolar vurgunu yapılırken kamu bankalarının özel bankalarla paylaşmadığı görev zararları ile birlikte kur farkı görünümlü faiz zararı da hazinenin yani 84 milyon halkın hanesine yazıldı.

20 Aralık kararları ile kimlerin vurgun yaptığının araştırılmasına yönelik CHP Grubunun vermiş olduğu araştırma önergesi ise tabii ki AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HENDESE-İ MÜLKİYE

CIVIL ENGINEER - (SİVİL) İNŞAAT MÜHENDİSİ Mühendis kelimesi Arapça kökenli "hendese" yani geometri kelimesinden türemiş geometri bilen anlamına gelir. Osmanlı Devleti' nde askeri kökenli bir eğitim modeliyle ordu ihtiyaçlarını karşılamakla başlamasına müteakip sivil ihtiyaçları da gideren bir meslek alanına dönüşmüştür. 1773 Mühendishâne-i Bahrî Hümâyûn 1775 İstanbul Haliç Tersâne-i Âmire-              Hendese Odası 1781 Mühendishâne  1795 Mühendishâne-i Cedîde  1806 Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn 1883 Hendese-i Mülkiye Mektebi 1909 Mühendis Mekteb-i Âlîsi 1928 Yüksek Mühendis Mektebi 1944 İstanbul Teknik Üniversitesi *Mimar SİNAN (1489-1588)  Aslında Mimarlık ve İnşaat mühendisliği henüz birbirinden ayrılmamış toplam bir disiplin iken ilk inşaat mühendisi 1586 tarihli bir Vakfiye'ye istinaden Mimar Sinan sayılmalıdır. Bkz. Evliya ÇELEBİ- Seyahatname  Edirne Selimiye Cami'si için Mimar Sinan'a atfen "Mimar ve Mühendis-i Kâmi

Anlatılan, Cumhuriyet Aydını Bir Ailenin Hikayesidir

Bir kuşağın devrimci aydınlarından Adnan Cemgil felsefe öğretmeni, yazar ve Fransızca ile Rusça'dan çeviri yapmış bir çevirmendir, eşi Nazife Cemgil de felsefe öğretmenidir. Nazife Cemgil'in babası, Muğla'da Kuvayı Milliye'yi örgütleyen Ağır Ceza Reisi Cemal Bey'dir.* Adnan Cemgil, Behice Boran ile Türk Barışseverler Derneği'nin kurucularından ve derneğin genel sekreteridir. Kore Savaşı'na asker gönderilmesini protesto edip ABD karşıtı bildiri dağıttıkları için tutuklanır ve 15 ay cezaevinde kalır. Suçlama, ABD ile dostluğu bozmaya çalışmaktır! Emperyalizmin yarı sömürgesi olmaya razı edilmiş bir ülkede birçok aydın bu suçlamalardan nasibini alır. Aynı dönem Nazife Cemgil de Yozgat Lisesi'ne sürgün edilir. 1951-1955 arası Yozgat Lisesi'nde görev yapar. Oğulları Sinan ve Dumrul Cemgil de ilkokula 1951-1952 döneminde Yozgat'ta devam ederler ve bir dönem burada okurlar. Ardından cezaevinden çıkan Adnan Cemgil çocukları ile İstanbul'a gider.

Çiçekdağı (Mecidiye) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

Milli Mücadele döneminde Çiçekdağı gerek Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile ileri gelenleriyle gerek Ali  Galip Bey gibi cephede gerekse de Çapanoğlu isyanı sırasında isyanın ilçelerine sıçramasını önleyip  (Kırşehir’in ardından Konya’daki diğer hilafet yanlısı isyancılarla buluşma noktasında önemli) Ankara  ile devamlı bilgi alışverişinde olmaları ardından da isyanı bastıran Çerkez Ethem’e rehberlik etmeleri  ile kayda değer katkılarıyla adlarından söz edilmeyi başarmış değerli insanları içinden çıkarmış bir  ilçedir. Çiçekdağı ilçesinde o dönem aynı düşünceye hizmet amacıyla kurulmuş olan; Çiçekdağı (Mecidiye)  Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti de başta cemiyet başkanı Dağıstan Bey olmak üzere, cemiyet kâtibi Hacı  İbrahim Efendi, müftü Hayrullah Efendi, Belediye Başkanı Necip (İnce) Bey ile cemiyetin gençlik  kollarını oluşturan Osman Şevki (Çiçekdağ), Reşat Akyön ve Ali Galip (Gençoğlu) Bey’in kurdukları  Çiçekdağ Tenvir-i Efkâr Yurdu ve Çiçekdağ Türk Ocağı Şubesi müşterek çektikleri bir tel